The Rasmus

Hayalleri gerçekleştiğinde henüz çocuktular... Rock yıldızı olma hedeflerine şaşırtıcı bir hızla
ulaşmışlardı. Dört arkadaş, vokallerde Lauri Ylönen, davullarda Aki Hakala, gitarda Pauli Rantasalmi
ve bas gitarda Eero Heinonen, Finlandiya’nın müzik alanındaki etkisizliğini görmüş, güçlü
değişikliklerin, bir başka deyişle ’taze kanın’ gerekliliğine inanmışlardı. 1996’nın Mayıs ayında
ilk albümleri olan "Peep"i çıkardılar. Gösterilen ilgi beklenenin çok üstündeydi...

Grup bir yılda yüzün üzerinde canlı performans sergiledi. Sonrasında fırtına kısa süre için dindi ve
Rasmus, yeniden stüdyoya kapandı. Sıradaki albüm "Playboys" adını taşıyordu. Kısa sürede yüzbinlerce
müzikseverin raflarındaki yerini alan çalışma, ikinci kez ’altın plak’ ödülü getiriyordu genç
müzisyenlere... İsimleri, Finlandiya’da herkesçe bilinen bir topluluk olmayı başarmışlardı. Sırada
dünyayı kasıp kavuracak yeni albümler vardı...

Finlandiya’nın Grammy’si olarak bilinen Emma’da "En İyi Yeni Grup" ödülüne layık görüldüler.
Ardından Red Hot Chili Peppers, Rancid ve Garbage’ın Finlandiya konserlerinde ön grup olarak sahne
aldılar.

1998’de dördüncü albüm çalışması "Hell of A Tester", Warner Music Finland etiketiyle piyasaya çıktı.
"Liquid" adlı single, çok sayıda eleştirmen tarafından yılın en iyisi olarak gösterildi.

Üç yıl sonra bugüne kadarkilerden daha güçlü bir adım atmak için hazırlanmışlardı. Stockholm’deki
Playground Music Scandinavia ile sözleşme imzalayan grup, "F-f-f-falling" single çalışmasıyla
beklenenin üzerinde ilgi gördü. Rasmus elemanları, albümün çıkışından önce endişeliydiler. Şimdi o
günleri hatırlarken "Tedirgindik... Şarkı ya bir hit olacaktı, ya da fiyasko!" diyorlar...

Korkuları yersizdi... Risk, başarıyı beraberinde getirdi ve bu single çalışmasıyla ’platin plak’
almaya hak kazandılar. "F-f-f-falling", ülkelerinde yılın en beğenilen şarkısı oldu. Bu arada 18
parçadan oluşan ve "Hell of A Collection" adını taşıyan bir de toplama albüm yayınladılar.

Olay yaratan single’ın çıkarıldığı "Into" adlı albüm, birkaç ay sonra piyasaya çıkarıldı ve satış
rakamı 67 bine ulaştı. Listede sırasıyla; "Madness", "Bullet", "Chill", "F-f-f-falling",
"Heartbreaker", "Smash", "Someone Else", "Small Town", "One and Only" ve "Last Walz" isimli şarkılar
yer alıyordu. "F-f-f-falling"’in başarısının ardından Rasmus, Finlandiya’daki tüm müzik
festivallerinin bir numaralı konuğu oldu.

Bu noktaya kadar uluslararası arenaya açılmayan topluluk, HIM, Roxette ve Dover ile birlikte sahne
almak için Almanya, İskandinavya ve Litvanya’ya uçtu. Sonrasında tüm Avrupa’yı dolaşan ve televizyon
programlarında canlı performanslar sergileyen Rasmus, yazılı basının da ilgi odağı oldu. Ardından
Finlandiya’daki Grammy Ödül Gecesi için hemen ülkelerine geri döndüler. Bu kez "En İyi Grup", "En
İyi Single", "En İyi Pop/Rock Grubu" ve "Yılın Albümü" ödüllerine layık görülmüşlerdi.

Ve 2003 yılına gelindi... Rasmus, uluslararası alanda daha da etkili olmak için çok güçlü bir
çalışmaya imza attı. Yeni çıkacak olan albümlerinin ilk single çalışması "In The Shadows" oldu ve 10
Ocak’ta Finlandiya’da piyasaya çıktı. Ardından İsveç, Norveç ve Danimarka’da da yayınlandı.

"In The Shadows"un da içinde bulunduğu "Dead Letters" ("Ölü Mektuplar") albümünün kayıtları için
grup elemanları İsveç’e dönmüşlerdi. Nord Stüdyoları’nda Mikael Nord Anderson ve Martin Hansen ile
birlikte çalışmak istiyorlardı. Kendilerine büyük başarı getiren "Into" albümünde de bu kadronun
büyük payı vardı. Stüdyoya girdiler ve çalışmaya başladılar.

"Martin ve Micke yüzünden sigaraya başladım. Sesim yeterince pürüzlü çıkmadığında bana yol olarak
bunu gösterdiler" diyor Lauri göz kırparak... "Ayrıca yapım sırasında onlarca korku filmi
izledik"... Diğer grup elemanları da gülümseyerek ekliyor, "Öyle çok izledik ki hepimiz kabuslar
görmeye başladık!."

Rasmus, şarkıların yazılmadan önce yaşanması gerektiğine inanıyor. Belki de sözlerindeki ve
melodilerindeki o samimi yapının kaynağını bu düşünce oluşturuyor. "Her şarkı, yazılmış birer
mektup... Bazen özür, bazen itiraf, bazen yardım çığlıkları içeriyor..." diyerek açıklıyor Lauri,
"Dead Letters" ("Ölü Mektuplar") için yazdığı şarkı sözlerini... Diğerlerine oranla daha karanlık,
daha etkileyici, daha ağır bir albüm "Dead Letters"... Her Rasmus dinleyicisinin rafında bulunması
gereken bir çalışma...

Dünyayı kasıp kavuran bu genç Finlandiyalılar’ın, önümüzdeki yıllarda müzik dünyasına neler
kazandıracağını hep birlikte göreceğiz.